::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
“Selefin mezhebini izhar eden, ona intisab edip, onu referans alan kimsenin eleştirilecek bir tarafı yoktur. Aksine, -ittifakla- gerekli olan bunun o kimseden kabul görmesidir. Çünkü selefin mezhebi asla, hak dışında bir şey olamaz” Şeyhu’l İslam İbn Teymiyye (Fetâvâ -4/149)
::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
“ Selef ” Kimdir ?
“ Selef “ kelimesi sözlükte; atalarından ve akrabalarından senden önce gelmiş olanlar, yaşça ve faziletçe senden üstün olanlar anlamındadır. (Bk. Firüzabadi-Kamusul Muhit/ İbn’i Manzur-Lisan’ül Arab)
Şer’î bir terim olarak ise “ selef ” ten kastettiğimiz şey, Allah ( subhanehu ve teala )’nın, kendilerinden razı olduğunu, onlarında Allah’tan razı olduklarını beyan ettiği, Muhacir’lerden ve Ensar’dan ilk önce gelenler ve onlara ihsan ile tabi olup uyan sonraki nesillerdir.
Daha açık bir ifade ile “ selef “, “insanların en hayırlıları benim asrımdakilerdir. Sonra, onlardan sonra gelenler, sonra da onlardan sonra gelenlerdir” sözü ile, Allah Rasulü (Aleyhissalatu vesselam ) ın hayır ve faziletlerine şahitlik ettiği ilk üç nesil, yani sahabe, sonra onların yolların uyan tabiin, sonra da onlara uyan etbau’t tabiin’dir.
“ Bizlerin “ selef “ sözü ile kastettiğimiz şey, rasuller ve nebilerden sonra yeryüzünde bulunmuş en hayırlı topluluktur. Onlar, ilk nesil olan, Allah Rasulü (Aleyhissalâtu vesselam) ın sahabesi,sonra ikinci asırda gelen tabiin, sonra üçüncü asırda gelen etbau’t tabiin’dir. Kendilerine “ selef ” adı verilenler, işte bu üç asırda yaşamış olanlardır. Ümmetin en hayırlıları da onlardır. Madem ki bu ümmet, bütün ümmetlerin en hayırlısıdır, öyle ise rasuller ve nebiler istisna edildiği taktirde onların, beşeriyetin en faziletlileri olduğu ortaya çıkacaktır.” ( İmam Muhammed Nasıruddin el-Elbani, Bk. El-havi 2/266 )
“ Selefîlik “ Nedir ?
“ Selef “ Nebiler ve Rasuller istisna edildiğinde, bütün insanlık tarihinin en hayırlı ve en faziletli nesilleri –sahabe, tabiin ve etbau’t tabiin- olunca, kendilerinden razı olunan ve hayırlarına şahitlik edilen hususlarda, iman ve akidede, ibadet ve ahlakda, sulük ve da’vette, hasılı, her bir bâbı ile dini, onların telakki ve anlayışları ile anlamaya, onların metod ve menhecleri ile tatbike gayret etmeye, yani onların yollarına ve mezheplerine intisab etmeye de “ selefîlik “ diyoruz.
“ Selefe “ intisab edip bağlandığımız zaman, bu, ben en hayırlı nesillere bağlanıyorum, demektir. Burada dikkat edilmesi gereken bir konu da şudur ki, bu intisab ve bağlılık, küllî ve yahut da cüz’î bir konuda hata içinde veya dalalette bulunması mümkün olan bir şahsa yada bir cemaate intisap ile eşdeğer bir şey değildir. ( İmam Muhammed Nasıruddin
el-Elbani Bk. el’havi 2/266 )
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
1 comment:
ismail yaşa’nın entelektüel gözüyle yaptığı aşağıdaki tesbitinde gerçen her cümlenin altına imza atmak mümkün. Türkiye’de selefiliğin nasıl yanlış olarak anlaşıladığını mükemmel olarak özetlemiş.
"Türkiye'de İslami camianın okuyan-yazan kesimin arasında Selefi düşünceden ilmi ve entellektüel boyutta etkilenenler var. Bu etki açıkça görülüyor; fakat bu yazarlar çıkıp biz Selefiyiz demiyorlar. Bir de Türkiye'de “Biz Selefi'yiz” diyen, aslında Selefi olmayıp tekfirci olan çeşitli kesimler var. Bu kesimler Türkiyeli gençlere Selefilik adına Tekfirciliği pazarlıyorlar. Çünkü büyük selefi alim denilerek kitapları Türkçe'ye çevrilip dağıtılan kişilerin bir çoğu Arap Dünyası'nın yakından tanıdığı ünlü tekfircilerdir . Selefilik Türkiye'de hiçbir ilmi derinliği olmayan bir imaj haline getirildi. Bir şey imaj haline geldikten sonra o şeyin ruhu kalmaz. Selefilik çok geniş bir yelpazeye sahip olmasına ve ruhunda özgürlük olmasına rağmen Türkiye'de dar bir alana hapsedilmiş durumda. Bundan dolayı Türkiye'de “Selefi” ismini kullananlar kendilerini sadece oy vermemekle, parlamentoya muhalefet etmekle ifade ediyorlar. Selefiliğin ilmi derinliği Türkiye'de slogan boyutuna indirgenmiş durumda." (ismail yaşa, gerçek hayat/ropörtaj)
Post a Comment