ŞEYH MUHAMMED B. ÖMER BAZMUL’UN GAZZE’DE YAŞANANLARLA İLGİLİ SORULAN BİR SORUYA VERDİĞİ CEVAP(1)
Filistin’de, Gazze’de Müslüman kardeşlerimizin yaşadığı sorunlarla ilgili üzerimize düşen görevlerimizi birkaç noktada sıralayabiliriz:
Birinci Nokta:
Müslüman kanının son derece değerli olduğunu ve onu akıtmanın haram olduğunu gözlerimizin önünde tutmalıyız. İbn Mace’nin rivayet ettiği hadiste Abdullah b. Ömer -radiyallâhu anhuma- şöyle demiştir: “ Rasulullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- i Kâbe’yi tavaf ederken gördüm. Şöyle diyordu: “(Ey Kâbe!) ne kadar hoşsun, kokun ne kadar güzel! Hürmetin ne kadarda yüce! Nefsimi elinde tutan Allaha yemin ederim ki, Allah nezdinde malı ile canı ile müminin hürmeti dokunulmazlığı, senin hürmetinden daha büyüktür”. Tirmizi’nin İbn Ömer’den rivayet ettiği hadisin lafzı ise şu şekildedir: Rasulullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- minbere çıktı ve en yüksek sesiyle seslenerek, şöyle dedi: Ey diliyle iman edipte, henüz iman kalplerine girmemiş olanlar. Müslümanlara eziyet vermeyin, ayıplamayın, onların gizli taraflarını araştırmayın. Zira kim mümin kardeşinin ayıplarını araştırmaya kalkarsa, Allah da onun gizliliklerini takip eder. Allah kimin gizli tarafını araştırsa onu rezil, rüsva eder. İsterse o kişi evinin içinde saklanmış olsun. Bu hadisi rivayet eden Abdullah İbn Ömer -radiyallâhu anhuma- bir gün Kâbe’ye bakıp şöyle demiştir: ‘’Nede büyüksün. Hürmetin/şanın ne büyük, fakat Allah indinde müminin hürmeti/şanı senden çok daha büyüktür.’’ Tirmizi bu hadis hakkında “hasen-ğarib”, Şeyh el-Elbani de Sahihi Süneni’t-Tirmizi kitabında sahih demiştir.
Bakın! Bir Müslüman, Kâbe’yi yerle bir eden bir kişiyi görse, bunu nasıl karşılar, nasıl büyütür değil mi? Rasulullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- nefsim elinde olan Allaha yemin ederim ki, Allah nezdinde malı ile canı ile müminin hürmeti dokunulmazlığı, senin hürmetinden daha büyüktür demiştir. İşte, ilk olarak aklımızda bulundurmamız gereken mesele, Rasulullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- ‘in sünnetine bağlanmış o pak, temiz ve arı mümin nefislere ait dökülen kanın ne kadar şerefli ve dokunulmasının haram oluşudur. Bizler bu akıtılan kanlarla ilgili olarak, bu kanların şerefli ve değerli olduğu ve kalbimizde yerlerinin bu mertebede olduğunu söylemekteyiz. Allah’a yemin olsun ki, Müslümanlara ait bir damla kanın akıtılmasına dahi razı değiliz. O mukaddes toprakları işgal etmiş, azgın düşmanların yapmış oldukları bu vahşiliğe kalbimiz nasıl dayanır. İnna lillahi ve inna ileyhi raciun. Kimsenin bu dökülen, hakkı yenen, hürmetine el uzatılan kanları ve o mukaddes toprakları küçümsemeye ve kâfir, günahkâr, azgın ve saldırgan düşmanların bu eylemlerinin onda birine razı olmaya hakkı yoktur.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
(1)Şeyh’e pazartesi günü okuttuğu “ Fadlu’l-İslam” adlı derste, Gazze’de yaşayan kardeşlerimizin başına gelenler hakkında bizlerin üzerine düşen görev ne dir? Diye bir soru soruldu. Şeyh bu soruya binaen yukarıdaki konuşmayı yaptı.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment